Okuma Süresi: 3 Dakika

Hayat dediğimiz şey; bazen sadece tesadüflerden, bazen de bir tokat gibi vuran olay silsilelerinden ibarettir. Yaşadığımız tesadüfler şansımız mıdır, seçimlerimiz midir ya da kaderimiz midir, bilinmez lakin şu bir gerçektir ki; geçmişimiz ve geleceğimiz bazen sadece bizim elimizdedir.

Bu hafta bloğumda Sevgili Ece Evren'in Geçmişten Gelen Adam isimli ikinci kitabını ağırlıyorum buruk bir mutlulukla. Buruk bir mutluluk dedim; çünkü ziyadesiyle hüzünlü ve yer yer gözlerimin dolduğu bir yapıt okudum.

Ece Evren; aşkın hiç yaşının olmadığını hem anlatıyor hem de tüm samimiyetiyle içini döküyordu: Erdem'in Ece'si; Ece'nin de Erdem'i vardı...

Kitap Adı: Geçmişten Gelen Adam
Kitap Yazarı: Ece Evren
Sayfa Sayısı: 392
Yayınevi: Gece Kitaplığı

"Kara Pazarlar" kitabının devamı niteliğindeki Geçmişten Gelen Adam iki bölümden meydana geliyordu; ilk bölüm bizzat Ece'nin dudaklarından dökülen anılar, ihtiraslar, hezeyanlar, mutluluklar ya da mutsuzluklar, hayal kırıklıkları ve taptaze heyecanlardan oluşuyordu. İkinci bölümde ise kabuğuna çekilmiş, hayatın anlamlarını, insanların ona yüklediği anlamları sorgulayan bir yazar vardı karşımızda. Kendi deyimiyle: "Karartılmış Günlerim", "Bir Erdem ve Bir Leyla", "Kayıp Seneler"...

Bölümlerin içerisinde alt başlıklar da bulunmaktaydı: "Geçmişten Bir Ses", "Aşkın Tarihçesi", "Ahlak Erozyonu" ve "Dört Kahramanlı Aşk" gibi. İçlerinden bir okuyucu olarak en sevdiğim ise "Aşkın Tarihçesi" oldu. Bu bölümde anlatılan hikayeyi ilk kez duydum. Masalsı bir alıntıydı. Bu kitabın masalının kahramanı Ece'nin de metaforik anlamda, aşktan gözünün kör olduğunu söylesem yanlış olmaz sanırım (yazarın kendi hakkındaki çıkarımları da bu yöndeydi)...

Romanın içtenliğinden çok etkilendim. Akıcı bir dil ile bütünleşmiş kelime oyunları, okurken keyif almamı sağlarken; yazarının samimiyetinin derinliği bir sonraki sayfaya merak içerisinde geçmemde bir hayli etkili oldu. Yeri geldiğinde kendimi onun ve yaşadıklarının yerine koymaya çalıştım. Bazen ona kızıyor; "Yapma, diyordum.", bazen de kendi kendisinin yargıcı olduğu satırlarda onu ona karşı savunmakla uğraşıyordum.

İçimi titretecek kadar etkili cümleler dikkatimi çekiyordu:

"Beni her aradığında mutluyum, ardından birinci saatten sonra meczuba dönüşüyorum; yine öyle anlardayım. Zaten karanlıklarda kayboldun yine sen; bildiğin, alıştığın..." ¹

Mutluluk oyununu kendi kendine oynamaya çalışan, duygularının gelgitli denizlerinde boğulmak üzere, yorgun ama azimli bir kadın vardı karşımda sanki. Kanlı canlı nüfus edebiliyordunuz kelimeleri aracılığıyla düşüncelerine. Kendisinin kim olduğunun, nerede ve nasıl olduğunun, geçmişinin ve geleceğinin bir hayli bilincindeydi:

"Ben zêkamı hep aldatılıp aldatılmadığıma, yeteri kadar düşünülüyor muyum ve bana yalan söyleniyor mu bunları anlamak, emin olmak adına kullanırım. Aldatmak ya da idare etmek için kimseyi kullanmam." ²

Bazen öyle çıkarımlarda bulunuyordu ki; kayıtsız kalamıyor ve cümlelerin hemen altını çiziyordum:

"En baştan sorularla gelmişiz dünyaya. İyi ve doğruyu korumakken görevimiz, rezilliklerin doruklarında 'Daha üstlerde de somuracak bir şeyler var mıdır acaba?' diye hastalıklı bir doymamışlıkla hâlâ arayış ve aldanış içinde yaşıyoruz." ³

Kitabın baş kahramanlarından Erdem'in sadece Ece'si mi vardı, bu sorgulamaya açıktı. Anlatılanlara göre ortada dört kişilik bir aşk vardı ama Ece'nin bir tek Erdem'i vardı; o aşikârdı...

Yazar sevdiği adamdan bahsederken onun gerçek adını hiç geçirmiyor, ona "Erdem" diye hitap ediyordu. Bir merak sardı beni; acaba bir sitem miydi bu ismin seçilmesi? Onu hayal kırıklıklarına ve uzun süreli beklemelere gark eden bu sevgili için aslında "erdemden yoksun" mu demek istiyordu? Kitap boyunca hem kendi kişiliğini ve erdemlerini sorgularken; sevdiği adamın, babasının, eski eşinin başlarını çektiği kahramanlarının kişiliklerini de irdeliyordu çünkü...

Velhasılıkelam; yazanı, yazılanları ve hayatı anlamlandırmaya çalışırken kendi hayata bakış açımı da değerlendirdiğim hüzünlü ve duygu yüklü, içtenliğin her bir noktalama ya da vurgulamada sarıp sarmalandığı, özgün şiirlerle süslenmiş, güzel bir kitap okumuş oldum bu hafta sonu.

Biraz olsun kendinizden uzaklaşmayı, duygusal bir dünyaya adım atmayı ve Sevgili Ece Evren'in geçmişinde samimi bir yolculuğa çıkmayı arzu ederseniz Geçmişten Gelen Adam'ı okumak ve onu daha yakından tanımak isteyebilirsiniz...

Ece Evren'in Kişisel Bloğu'na ulaşmak için ↠ tık tık
Geçmişten Gelen Adam D&R Sayfası için ↠ tık tık

Kaynak: ¹ ² ³ EVREN, Ece, Geçmişten Gelen Adam, Gece Kitaplığı Yayınları, 1. Baskı, syf. 72-130-318

Bu içerik Feri Peri » Kişisel Blog tarafından hazırlanmıştır...