Okuma Süresi: 4 Dakika

Biz blog yazarları parmaklarımızın bizlere el verdiği ölçüde gerek yazılarımızla gerekse de kullandığımız resimler/fotoğraflar, cümlelerimizin arasına sakladığımız duygular, okuyucularımızı karşılayan birbirinden farklı renk ve temalar, kelimelere verdiğimiz yönler, duyulmasını istediğimiz ya da istemediğimiz sözler vasıtasıyla kendimizi anlatabilmeye ve bu anlatım içerisinde de var olabilmeye çalışıyoruz. Kimimiz rahatlamak için, kimimiz kendini tanımak/tanıtmak için, kimimiz bir günlük tutabilmek için, kimimiz varlığını anlamlandırabilmek için kimimiz de sadece yazabilmek için... hatta bazen hepsini de yapabilmek için yazıyoruz...

Peki biz kimiz? Haydi gelin Feri Peri'yi yani beni tanıyalım... Bir Tutam Karınca'dan Yasemin arkadaşım beni mimledi ve kendimi anlatma sırası, biraz geç kalmış olsam da nihayet bana da geldi 💕

1. Nerelisin?

Ben bir sonbahar sabahı İstanbul'da doğdum ama ailem Balıkesirli. Annemler Kafkasya'dan göçme aslında; biraz Çerkeslik de var bu nedenle kanımda... 

2. Burcun Nedir?

Terazi burcuyum ve bu burcun bir insanı olmayı da çok seviyorum. Burcun özelliklerinden çoğunu taşıyorum; bazen çok sakin ve dengede, bazen de karmakarışık ve dengemi kaybetmiş olabiliyorum. Birbirine karşıt duygulanımlar arasında gidip geldiğimde dengeyi şaşılacak şekilde kolayca da bulabiliyorum. Estetik, güzellik ve uyumluluğa oldukça düşkünüm. Kibar, nazik, adil insanları sever, öyle biri olabilmek için çabalarım. Bazen çok konuşurum, susturmak zor olur. Öğrendiklerimi anlatmayı her zaman çok severim, birileri benim anlattıklarım ile daha iyi bir insan, daha bilgili bir birey olabilirlerse bundan çok ama çok büyük bir mutluluk duyarım. Dans etmediğim, şarkı söylemediğim, yazmadığım ya da herhangi bir sanat dalı ile uğraşmadığım günüm yoktur; olursa da ruhum çekilmiş ve kaybolmuş gibi hissederim...

3. Bloglarda en ilgini çeken şey/şeyler nedir?

Uyumluluk... 

Paylaşılanlar; bunlar resimler, yazılar ya da videolar olabilir, bu ögelerin birbiri ile nasıl bir etkileşimde ve uyumlulukta olduğuna dikkat ederim öncesinde. Yazılar güzel, anlamlı, duygusal, profesyonel ya da acemice olabilir ama en azından bir uyum ararım blog yazarının kişiliğini yakalayabilmek için...

Yazıları ve paylaşımları birbiriyle tutarlı mı? 

Adil bir yazar mı? Her yorumu cevaplayabiliyor mu yoksa yorum seçiyor mu? Kibar biri mi, olumsuz yorumları bile bloğuna ve kendisine olumlu etki edecek hale getirebiliyor mu?

Yazılarını güzelleştirebilmek için neler öğrenmiş, ne gibi farklılıklar oluşturmuş? Nasıl ki yatıp kalktığı odası, evi kendi kişiliğini yansıtıyorsa, bence bloglar da bu açıdan yazarının kişiliğini yansıtıyor. Dijital kitaplardır bloglar, yazarlarını okuyabildiğimiz...

4. En sevdiğin mevsim?

Sonbahar. Hem kendi doğduğum mevsim olduğu için seviyorum hem de hüzünlü oluşundan ötürü seviyorum onu. Yazın sıcaklığından bunalmış bedenlere iyi geliyor. İlk aşkı tattığım mevsim de aynı zamanda... Az daha unutuyordum 😂

5. Yabancı dil biliyor musun?

Evet. Lisede branş olarak yabancı dil eğitimine yönelmiştim. Yabancı dil ağırlıklı lise olduğu için daha branşlara yönelmeden önce İngilizce hazırlık okuduğumda karar vermiştim zaten bu branşa. Lisede iki yıl Almanca da görmüştüm ama asıl istediğim ikinci dil Fransızca idi. Ardından üniversite seçimim ile birlikte de Fransızca hazırlık okudum. İngilizce ve Fransızca eğitimi aldım öğrenimim boyunca ama İngilizcem (üzerine daha fazla düştüğüm ve iş girişimlerim daha çok bu yönde olduğu için) daha ileri seviyede. Benim bölümümde bir üçüncü dil daha seçilebiliyordu (bir sonu yoktu açıkçası seçilecek dillerin sayısının) ve ben Rusça seçmiştim. Bir dönem de Rusça gördüm... İçimde bir yerlerde Japonca öğrenme isteği de hala var. Anime merakım bu şekilde başlamıştı zaten. Kendi kendime Japonca kelimeler öğrenmeye çalışıyorum öyle çat pat 😃

6. Boş zamanlarını nasıl değerlendiriyorsun?

En çok film/dizi ve anime izleyerek değerlendiriyorum. Kitap okumaya da ağırlık vermeye çalışıyorum. Her akşam vakit bulup okuyamadığım için bazen bir oturuşta kitabı yarılayabilmeye çalışıyorum 😃 Kitap haricinde özellikle tam bir Vikipedi canavarıyımdır, farklı alanlardaki hiç bilmediğim şeyler hakkında bilgi edinmeyi çok severim. Son zamanlarda bloğum ve onun düzenlenmesi ile ilgili çok uğraştığım için bir hayli Html5 ve Css bilgisine de sahip oldum. Yeni baştan Html5, Css ve Javascriptler ile bir tema oluşturamasam da kodları korkusuzca kurcalayabiliyorum. 

Bu arada bahar geldi, yürüyüş yapmaya başladım. 

Bunların dışında bir de boş zamanlarımda MMORPG oynamayı seviyorum. Mmorpg; online video/bilgisayar oyunları anlamına geliyor, çok oyunculu rol yapma oyunu. Bir hayli de iyi oynarım laf aramızda 😤

7. En son hangi kitabı okudun?

Gülseren Budayıcıoğlu'nun Hayata Dön isimli kitabını okudum. Yazarımız çok başarılı bir psikiyatr ve Ankara'da Madalyon Klinik isimli kliniğin de kurucusu. Bu kitabında yaşamdan çok büyük yaralar alarak düzeltilemez sanılan ruhsal bir rahatsızlığa sahip bir danışanının duygu yüklü hikayesini anlatıyor. Birbirleri arasındaki çarpıcı diyaloglar bir yana, hastası ile daha iyi iletişim kurabilmek için genel kültürünüze çok güzel katkılar sağlayacak tarihsel öykülere de yer veriliyor. Hem kitap kahramanı bilgileniyor psikiyatrın anlattıkları ile hem de siz. Çok güzel bir kitaptı, bildiklerimin üzerine daha başka bilgiler de katarak beni etkileyen bir yapıt oldu. Şimdi de sırada Sevgili Ece Abla'mın kitabı "Geçmişten Gelen Adam" var...

8. Hayatında pişman olduğun bir şeyi anlatır mısın?

Tabii olmaz mı, anlatayım... Keşke sesimi ya da resim yeteneğimi değerlendirebilseydim diyorum mesela. Bir müzik ya da resim öğretmeni olmak ve güzel kızlarıma, küçük erkek çocuklarıma sevimli, sıcacık bir sınıfta belki hayatlarını değiştirebilecek kadar müziği, sanatı sevmeyi öğretebilirdim diyorum...

9. Tuttuğun takım var mı?

Bir zamanlar Fenerbahçe'yi tutardım. Maçlarını radyodan dinlerdim hatta. Futbol terimlerine de aşinayımdır hala o günlerden kalma. Şimdilerde ise çok fazla para harcanan, çok fazla paralar yatırılan, olduğundan daha çok şişirilen bir alan olarak görüyorum futbolu. Toplumları ileriye taşıyabilecek bir meslek dalı olarak da görmüyorum. Sadece seyirlik ve anlık bir eğlence... Ama fazla abartılan bir eğlence...

10. Çantandan eksik etmediğin şeylerden bazılarını sayar mısın?

Cüzdanım, telefonum, anahtarım, ıslak mendil, kağıt mendil. Bir de küçük küçük notlar. Defterlerden, ajandalardan kesip aldığım küçük, dışarıda işime yarayabilecek notlar...

11. En sevdiğin içecek nedir?

Kayısı suyu, bayılıyorum ona. Arka arkaya 2-3 bardak içebilirim hatta ❤

12. Ve son olarak bloğundan hiç para kazandın mı?

Henüz hiç kazanmadım, arada bakıyorum Adsense hesabında ne kadar birikmiş diye ama ancak bir yıl sonra çekebilmek için gereken miktara ulaşabilirim sanırım 😊

Bu konuda ben blogların para kazanmasının kötü bir şey olmadığını düşünenlerdenim. Hiç yoktan yaratılan, okunabilecek, seyredilebilecek, bilgilendirebilecek, üzeri tutam tutam emek kokan her tür yazının/videonun (burada vloggerları da dahil etmek isterim) kişilere maddi bir kazanç kaynağı olabileceği görüşündeyim. Yazı yazmak da para kazandırabilmelidir, bu da bir meslek olarak görülebilmelidir bence. Kötü bir şey değil bu, kimseye kötülük yapmıyor, aksine bir sanat icra ediyoruz. 

Bizim ülkemizde o derecede kurumsal değil ama dış ülkelerde sadece Seo yada Blog İpuçları kategorilerinde de değil, her türlü blogger (okuyucusu ile buluşabilen, bloggerlığa ciddi emek harcayan ve bunu mesleği haline getirmeye çalışan) blogları konusunda zaman içerisinde kurumsallaşarak tanınır bir marka haline gelebiliyor. Güzellik, moda, günlük, sağlık, yemek, genel kültür, sanat, haber türlerinde yazarak, yazma işini bir meslek haline getirebiliyorlar ve bu benim çok hoşuma gidiyor... 

Belki bizler de bir gün sadece bloglarımız ile hayatımızı sürdürebilir ve sadece yazarak, istediğimiz şeyi yaparak mutlu bir mesleğe sahip olabiliriz...

Bu mimi yapmak isteyen herkes yapabilir... (yapmayan kaldıysa tabii 😇)

Bu içerik Feri Peri » Kişisel Blog tarafından hazırlanmıştır...