American Crime Story: People v. O.J. Simpson Dizi İncelemesi (Spoilerlı)
Okuma Süresi: 4 Dakika
Hakkında konuşmaktan üzüntü duyduğum bir konu olduğunu söylemek isterim
başlamadan önce. Adalete, adilliğe, hak ve hukuka çok fazla önem verdiğim için,
her ne kadar sonu zaten belli olan bir dizi olsa da, final bölümü içimde
hüzünlü bir ukde oldu.
Bölümleri henüz bitirmediyseniz, spoiler başlıyor, haberiniz
olsun...
Sonu; bir hayli acıklı ve yıkıcıydı hayatını kaybedenlerin
ailesi ile yakınları açısından. Para ile satın alınmış bir dava sonucu ve O.J.
Simpson'ın özgürlüğüne kavuşması göz önüne alındığında; aslında dünyanın
neresinde olursanız olun, belki size çok yabancı ya da belki de çok tanıdık
insanların nefsi, vicdanlılığı ve de para söz konusu ise, büyük haksızlıklara
uğrayabileceğiniz gerçeği dizi boyunca acımasızca yüzünüze vuruluyor.
Oyuncu seçimlerinin ne kadar başarılı olduğunu bir önceki
yazımda da söylemiştim. → tık tık
1990'lı yılların atmosferinin bütün olağanlığı ile
yansıtılmış olması, o günleri tekrar yaşayabilip karakterlerine empati
kurabilmenin kapılarını da aralayabilmiş böylece biz izleyenler için. Daha ilk
sahnede O.J. Simpson'a sıcaklık hissettiğimi itiraf etmeliyim sanırım. O ilk
sahnede sonundan bihaber olan ben tam tersi olacak şekilde de Marcia Clark
rolündeki Sarah Paulson'a biraz antipatik yaklaşmıştım. Halbuki, empatik ya da
antipatik bulduğum karakterler bölümler ilerledikçe beni tepe taklak etmek ve
son bölümle birlikte karmakarışık duygular hissetmemi sağlamak için yarışıyorlardı
adeta. Tam tamına 22 dalda Emmy ödülüne aday gösterilen ve bunlardan 9'unu
hakkı ile kazanan bir diziden, onun yönetmeninden ve senaristinden de bu
beklenirdi zaten.
Tv serileri kategorisinde en iyi kadın
oyuncu seçilerek Altın Küre'ye bu dizideki rolü ile layık görülen Sarah
Paulson, bir röportajında sırf oynadığı karaktere daha iyi bürünebilmek için,
Marcia Clark'ın kendisinin o yıllarda kullanmış olduğu takı ve parfümlerini tüm
dizi seti boyunca kullandığını söylemiştir. Bir kadın izleyici olarak Marcia
Clark'ın bu dava süresince yaşadığı tüm aşağılanmaları, cinsiyetinden ötürü
rencide edilişini, hangi durumlara katlandığı konusunda her bir detayı hem
senaryodan hem de oyuncunun kendisinden çok net şekilde hissedebildim. Öyle ki,
Marcia Clark'ın bir röportajını izlediğimde bu başarılı savcının o anları
tekrar yaşamamak için bölümleri izlemekten oldukça çekindiğini ve izledikten
sonra da Paulson'ı çok başarılı bulduğunu öğrendim...

Tabi, tüm
oyunculuk övgülerini sadece tek bir kişiyle sınırlandırmak büyük haksızlık
olur. Courtney B. Vance (Jonnie Cochran- siyahi savunma avukatı), Sterling K.
Brown (Christopher Darden- Marcia Clark'ın dava makamındaki yardımcısı, siyahi
avukat), David Schwimmer (Robert Kardashian-savunma avukatı), John Travolta...
Bu oyuncu
kadrosuna ve izlediğim nefis karakterlere söylenebilecek tek cümle şu olabilir
herhalde: "Herkes döktürmüş!..."
John
Travolta'yı başta epey yadırgadım. Pulp Fiction (Ucuz Roman) filmindeki o
gencecik aktör resmen birden çok estetik ameliyatların ve yapmacık botoxların o
nahoş sarmalında tanınmayacak hale gelmişti. Neyse ki, bölümler ilerledikçe
oyunculuğu sayesinde botox sebebiyle pek hareket ettiremediği yüz mimiklerini
gölgede bırakabildi de başka şeylere, sahnelere, olaylara konsantre olabildim
böylece 😂
Avukatlar demişken, Amerikan
tarihinin en önemli davalarından biri olarak görülen bu cinayet davasının savunma
masasındaki avukatları da O.J. Simpson kadar zengin olamayanlar için dudak
uçuklatacak cinstendi. En ünlü DNA analistleri, en pahalı ve ünlü avukatlar bu
'Dream Team'de toplanmıştı. Ve bu Dream Team anlatmayı iple çektiğim tüm o cinayet
kanıtlarının üzerine bir kabus gibi çöktü...
Peki neydi o kanıtlar? Niçin dava makamı,
karısı Nicole Brown ve garson Ronald Goldman'ın ölümünün en büyük ve tek
sorumlusu olarak muhteşem koşucu, ünlü ve de zengin O.J. Simpson'ı görmüştü?
İşte o kanıtlar:
- Simpson'ın kendi evinin odasındaki
çoraplarda Nicole'un kanı bulunmuştu.
- Simpson'ın Branco'sunda (arabasının
markası), yanında ve içinde olmak üzere Nicole'un, Simpson'ın kendisinin ve
Goldman'ın kanı bulunmuştu.
- Simpson'a ait saçlar Goldman'ın ölü
bedeninin üzerinde rastlanmıştı.
- Simpson'a ait deri eldivenlerde Nicole,
Simpson ve Goldman'ın kanı vardı. Deri eldivenlerin bir tanesi Nicole'un
evinde, diğeri de Simpson'ın evinde bulunmuştu.
- Bruno Magli marka çok az sayıda
üretilmiş bir ayakkabının kanlı izlerine rastlanılmıştı Nicole'un evinin
bahçesinde. Bir fotoğrafçı ayakkabıların Simpson'a ait olduğunun, cinayetten bir
yıl önce O.J.'nin kalabalık bir partide bu ayakkabılarla birlikte çekilmiş
fotoğrafını mahkemeye sunarak kanıtlanmasını sağlamıştı.
- 1989'da Nicole Brown'ın henüz Simpson ile
evli iken şiddet gördüğüne dair fotoğraflar vardı.
Yine Nicole Brown'un Simpson tarafından
şiddet görmekten ve hatta öldürülmekten korkarak polisi arayıp çaresizce,
ağlayarak yardım istediğini gösteren ses kayıtları vardı.
Ve daha bunlar gibi birçok DNA örnekleri,
ufak tefek ama bir adamı cinayet zanlısı olarak hapishaneye gönderebilecek
gerçekçi kanıtlar...
Bunca delile rağmen, O.J. Simpson 1994'te
eşi ve garsonu öldürmekle suçlanmasının üzerinden 8 ay geçtikten sonra 'Not
Guilty' olarak serbest bırakıldı. Sayısı bir hayli fazla olan bu belgeler,
Simpson'ın pahalı avukat ordusu tarafından bir bir çürütüldü. DNA örneklerinin
standartlara uygun olarak toplanmaması, tüm kan kanıtlarını çöpe postaladı.
Kocasından şiddet gören Nicole Brown'ın ses kayıtları ve fotoğrafları günlerce
televizyon ve radyo kanallarında gösterildi. Milyonlarca kişi izledi ve
izlerken 'ah vah' çekti. Sonrasında ise O.J.'nin tek siyahi avukatı Jonnie
Cochran tarafından süslü hikayelerin dünyasında unutturuldular.
En büyük kanıtlardan biri eldiven idi. Ama
onun da ipi pazara çıkarıldı. Eldiveni cinayet mahalinde bulan başarılı LAPD
(Los Angelese Police Department) dedektifi Mark Fuhrman geçmişinde azılı bir
zenci düşmanıydı. Bu gizli bilgiye ulaşan avukat ordusu, davacı makamını temsil
eden Marcia Clark ve Christopher Darden'ın tam manasıyla elini kolunu bağlamış
oldu. Davanın en önemli tanığı Mark Fuhrman zenci düşmanı olduğu için bulduğu
delil geçersiz sayıldı (delilin onun tarafından yerleştirilmiş olabileceği
kuşkusu hakim oldu jüride böylece).
Ve sonuç olarak, tüm mahkemenin ve
ekranlarının başında merakla yüzyılın davasını izleyen seyircilerin önünde
eldivenleri deneyen O.J, eldivenler eline olmadığında onun suçsuz olduğuna
gönülden inanan tüm zenciler rahat bir nefes aldı.
Jonnie Cochran jürinin huzurunda o
efsanevi sözünü söyledi: "If it doesn't fit, you must acquit!"
(Eğer eldivenler uymazsa, onu bu suçtan
aklamalısınız)
Böylece; benim de aralarında olduğum O.J.
Simpson'ı tek ve gerçek suçlu olarak düşünenlere rağmen, o gün elini kolunu
sallayarak çıkıp gitti cinayet zanlısı...
Bu arada henüz bahsini edemediğim ünlü
Kardashian ailesinin o zamanlarda daha ünlü olmadıklarını da görmüş olduk.
Simpson'ın avukat takımında yer alan ve Nicole ile O.J.'i yirmili yaşlardan
beri tanıyan, böylesi vahşice işlenmiş suçu arkadaşına konduramayan Robert
Kardashian, Simpson'ın suçsuz olduğuna inanan jürinin aksine dava ilerledikçe,
inancını yitirdi ve en son sahnede, artık kötü günler geride kalmış, her şey
bitmişken O.J.'i terk etti.
Belki demir parmaklıklar ardında geçirmek
zorunda kalacağı bir hayattan kurtulmuştu O.J. Simpson 1994'ün o güz
mevsiminde. Ama, birlikte golf oynadığı beyaz tenli arkadaşlarını sonsuza kadar
kaybetmişti. Doğduğu, büyüdüğü zenci mahallesine sırtını dönüp elde ettiği
ayrıcalıkları da...
Çıktığı basamakların en tepesinde değildi
ve hiçbir zaman da olamayacaktı artık...
Şu an O.J. Simpson bir ceza evinde,
sanırım işlediği başka bir suçtan ötürü 10 yıldır içeride. 2017'nin son aylarında
çıkacağı söyleniyor. Adalet öyle ya da böyle sağlanıyordur belki de bir
yerlerde?
Olamaz mı?
heeey son yazımın hepsini bi okusana ama noluuur. görüşürüz yineee
YanıtlaSilTabii ki
Silne güzel yazmışsııın cesur sevgi meleyineeee
son yazımda senin de adın vardı ki bana neeee 
YanıtlaSilGördüm gördüm, yüzümde çiçekler açtı okurken, çok teşekkür ederim

SilEpey bir yazdım, hehe insanları mutlu etmek o kadar basit ki bazen sadece imkan olsun, fırsat çıksın yeter
okuyom ivit. evet tabii basit diy mi. bak sen çözdün yani iyi blogçusun demek ki buuu. zaten perisin seeen yaaaa, ingilizcesini hemen buldun yaaaa
YanıtlaSilTeşekkür ederim, bakalım olacağım inşallah, daha yol uzuuun oooo
SilÇok değerli bir paylaşım .Teşekkürler canım.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim yorumun ve okuduğun için
Silçok iyi irdelemişssin,oj simpson-siyah ve beyazların davasını.. emeğine sağlık..🙂
YanıtlaSilZamanında izlediğimde bir hayli etkilenmiştim. Öylesi bir dizi için elimden gelebildiğince detaylı bir inceleme yapmaya çalıştım
SilÇok teşekkürler...
Ah şu dünyadaki haksızlıklar sağol anlatımın için @ke
YanıtlaSilGerçekten tavsiye ederim, çok ama çok güzel bir yabancı dizi. Oyunculuklar ve her şeyin gerçekliği çok şahane. Teşekkür ederim yorumunuz için de
Sil