Okuma Süresi: 3 Dakika
Bu bir Valentine’in karanlık ve kanlı hikayesidir…
Millattan sonra üçüncü
yüzyılda imparatorluğun gölgesinde kalmış, inanmak istediği dinin, üzerine ayak
bastığı topraklarda yasak olmasından ötürü tutuklanmış ve işkencelere maruz
bırakılmış bir azizin öyküsüdür. Sevgililer Günü'ne dönüşmüş bir tarihin öyküsü...
Ölüme mahkum edilmiş bu azizden bir istekte bulunur gardiyanı. Bakar ki bilgin bir insana
benzemektedir, kızına da bir şeyler öğretebilir. Günleri sayılı olan Valentine’den, biricik kızı
Julia’ya, bir şeyler öğretebilir mi, bilgisinden bahşedebilir mi diye ricada bulunur.
Valentine kızın adının
Julia olduğunu öğrenir ama kördür zavallıcık; görme yetisinden yoksun gelmiştir
bu çivisi çıkmış dünyaya...
Gel zaman git zaman,
Valentine Julia’ya Tanrı’sından ve inandığı dinden bahseder. Julia dayanamaz ve
sorar:
“Tanrınız dualarımızı
işitebilir mi, bayım?”
“Evet, çocuğum.” diye cevap
verir ölüm mahkumu. “Hem de her birini…”
“Ben ne için dua
ediyorum biliyor musunuz, bayım? Her gece ve her sabah ne için dua ediyorum?
Görebilmek için… Sizin bu
anlattıklarınızın hepsini kendi gözlerimle görebileyim diye dua ediyorum…”
“Eğer O’na kendimizi
gerçekten adar ve inanırsak, O da bize bizim için ne en iyisiyse onunla
karşılık verir, çocuğum.” diye öğütler Valentine.
Julie büyük bir
heyecan içerisinde Valentine’in ellerine kapanır. Bir süre sessizliğin izin
verdiği müddetçe aynı şekilde oturup dua ederler. Vakit ağır ağır akmaktadır.
Derken muazzam bir ışık belirir mahkum hücresinin karanlığı içerisinde, Julia’nın
başı üzerinde.
“Görebiliyorum, bayım!
Görebiliyorum!” diyerek sevinçle çığlık atmaya başlar Julia. Valentine ise diz çökmüş halde duasını sürdürmeye devam etmektedir.
İdam edileceği günün
arifesinde bir mektup yazar Valentine artık görmekte olan genç kıza. Mektubunu
da “From your Valentine.” şeklinde imzalar. Bu ismin anlamı Batı
medeniyetlerinde “sevgili” ya da "hoşlanılan kişi” olarak geçmektedir. Milattan sonra 270 yılının 14 Şubat’ında
ölüme yürüdüğü söylenir Aziz Valentine’in…
Bir diğer hikayeye
göre de Roma İmparatoru II. Claudius ordusuna daha fazla asker katmak
istemektedir. Eşleri, sevgilileri olan genç erkekler ise ona göre asker olmak
istememektedir. Ülkesinde genç erkeklerin evlenemeyeceğine dair emir verir;
yapılan nişan, verilen söz bozulacak, genç erkekler topraklarının genç ve
güçlü, ardında bir bağlılığı olmayan askerleri olacaktır.
Valentine of Rome diye
geçer bu iki hikayenin de kahramanı, Roma’lı Valentine ( eski zamanlarda şehit
olan Hristiyanlara Valentine ismi verilirmiş, erken Hristiyanlık dönemine ait
üç din şehidinin olduğu biliniyor ) imparatorunun emirlerine rağmen gizli gizli
sevgilileri buluşturmaktan ve onları evlendirmekten geri kalmaz. Valentine of
Rome bir rahiptir ve imparator onun arkasından işler çevirdiğini öğrenir
öğrenmez hemen rahibi taşlarla sopalarla idam ettirir.
Şehit düşen Romalı rahip
Hristiyanlığın yasak olduğu topraklarda, inandığı üzere gömülür. Öldüğü tarihin
mi yoksa ruhunun onurlandırılarak gömüldüğü tarihin mi 14 Şubat olduğu kesin
olarak bilinmese de erken Hristiyanlık döneminde üç din şehidinden biri olarak
anılan bu rahip için 14 Şubat; Aziz Valentine Günü ilan edilir.
Eski pagan
inanışlarının da özelliklerini taşır Sevgililer Günü, değinmeden geçmemeli…
Romalıların Lupercelia
adlı, Şubat’ın 13’ünden 15’ine, çok ama çok eski zamanlarda kötü ruhları kovmak
ve bereketi açığa çıkarmak amaçlı kutladıkları bir şölen vardır. Bu öyle bir
şölendir ki; erkekler keçi ve köpek gibi hayvanları öldürerek, bu hayvanlardan
elde ettikleri o kanlı derilerle kadınları kırbaçlarlar. Hatta gencecik
kadınlar sıraya bile girerler erkekler tarafından kırbaçlanabilmek için,
doğurgan ve bereketli olacaklarına inanırlar her bir darbeyle…
Kutlamalar bunlarla da
sınırlı kalmaz elbette. Genç ve bekar erkekler tamamen şansa bağlı kalarak bir
kavanozdan içerisinde rastgele kadınların isimleri yazılmış kağıtları çekerler tek tek. Eşleşen çiftler ise festival
boyunca birbirlerinin partnerleri olup yarenlik ederler. Bu beraberlik
festivalden sonra da sürebilir, eğer çiftler de isterse…
Shakespeare ve Chaucer
(İngiliz Edebiyatının ilk büyük şairi) gibi büyük sanatçıların da eserlerinde
yer verdiği Aziz Valentine Günü, şairlerin dizelerinden dökülmüş romantik
söylemlerin de etkisiyle zamanla Avrupa’ya sonrasında ise tüm dünyaya yayılarak günümüzün modern
Sevgililer Günü’ne dönüşmüştür.
Aşk dolu hediyelerin,
sevgiyi tasvir etmekte zorlanan mektupların ya da parfüm kokulu kartların, romantik
akşamların biricik günü Sevgililer Günü aslında ardında oldukça karanlık ve de
kanlı bir geçmişi barındırıyormuş, değil mi?...
Oysa ki sevgiliye
söylenmesi gereken sözler, verilmesi gereken hediyeler çok daha özel ve
kıymetlidir. Hikayelere saklanmış kapkara bir geçmişin boyunduruğunda, romantik
sözcükler kanlı birer mısralara dönüşmez mi sizce de?
Dönüşebilir belki de... Tarih bu tür karanlıklara izin verdiği sürece, dönüşecektir de...
Sevdiklerinize başkaları
tarafından ad verilmiş günlerde değil; sadece Sevgililer Günü’nde, Anneler Günü’nde,
Babalar Günü’nde değil her gün söyleyiniz, onları ne kadar çok sevdiğinizi…
Sizin kendinizin
yarattığı, anılarınız tarafından yaratılan günleriniz olsun. Sizlere özel
günler olsun…
Sevgililer Günü’nüz
değil yalnızca, sevdiklerinizle geçirebildiğiniz her mutlu ve huzurlu gününüz kutlu
olsun…
Kaynak:
➤https://en.wikipedia.org/wiki/Valentine%27s_Day
➤https://www.npr.org/2011/02/14/133693152/the-dark-origins-of-valentines-day
➤https://www.olrl.org/lives/valentine.shtml
➤http://www.gotmedieval.com/2009/02/happy-valentines-from-geoffrey-chaucer.html
➤http://www.hasanmalay.com/index.php/yasam/lupercalia
Çok güzel anlatmışsınız. Geçmişini az çok biliyordum ama sizin yazınızla daha çok bilgilendim. Artık kutlayıp kutlamamak herkesin özgür iradesine kalmış
YanıtlaSilTeşekkür ediyorum, yorumunuzla değer kattınız bu makaleye. Böylesi bir gün de kutlanabilir elbette, isteyen kutlayabilir ama tüm anlamları; aşk ve sevgi ile ilgili tüm anlamları tek bir güne yüklemek tabii ne kadar mantıklıdır o da insanların tercihine kalmış
SilRomalıların askere almak için evlenmeyi yasakladıkları öyküyü biliyordum ama diğerlerini ilk kez okumuş oldum Feride'ciğim. İnsan denen canlı türünün acımasızlığı, doğuştan psikopatlığı karşısında dona kaldım, zavallı keçileri, köpekleri döve döve, işkenceyle öldürmüşler demek ve herkes de hele hele kadınlar da buna seyirci kalmış
acaba diyorum biz hayvan severlerle, sevmeyen psikopatlar ayrı gezegenlere ait canlı türleri miyiz?

YanıtlaSilEline sağlık canım...çok güzel bir derleme olmuş.
Aslında Lupercelia ismi eski Romalıların Lupercus ismi ile andıkları erkek bir tanrıdan geliyor. Tanrıyı da keçi ve köpeklerle ilişkilendiriyorlar. Tanrının Vikipedi'deki fotoğrafı bile köpeğimsi, kurdumsu şekilde. Zaten Lupus kelimesinden türediği söyleniyor tanrının isminin. Lupus da kurt demek.

SilO yüzden hayvanlara işkence ederek öldürdüklerini sanmıyorum pek, sonuçta tanrılarının ilişkilendirildiği hayvanlar ama tabii yine de öldürülmüşler...
Benim asıl dikkatimi çeken; bu hayvan derileri ile, henüz orada daha yeni katledilmişken, kadınları kırbaçlamaları... Her bir darbenin de doğurganlık getirdiğine inanılıyor. Gerçekten çok ilginç...
Teşekkür ediyorum yorumun için, Müjde Abla'cığım, bilgilendirebildiysem ne mutlu bana. Makalenin aşağısında okuduğum kaynakları da paylaştım, hikayelerin uzun anlatımını okumak isteyenler için göz kırpıyor
Kaleminize sağlık. Bu tür "özel" günlerin ticari kaygıyla cilalanıp insanların önüne koyulduğunu düşünüyorum. Üstelik öyle bir reklam, toplum psikolojisi tekniği kullanıyorlar ki bugünü hediyeyle değerlendiren kişi romantik; değerlendirmeyen, kıymet bilmez etiketine mahkum oluyor.
YanıtlaSilİnsanların sevgilerini ifade etmeleri ve bunu birçok yolla gerçekleştirmeleri çok güzel bir olay. Buna bir itirazım yok. Lakin insanların duyguları para kazanmak için araç olarak kullanılıyor. O yüzden bu "özel" günlere biraz farklı bir gözle bakıyorum ben.
Teşekkür ediyorum yorumuz için, siz de çok doğru söylemişsiniz. Romantizm ve sevgi bence de maddiyat ya da bu tür düzen tarafından adlandırılmış günlerle değil maneviyat ile olur. Ben de aynı şekilde farklı gözle bakıyorum. Bu tür günlere inat hatta ertesi hafta özel bir gün ilan ediyorum kendim ve sevdiklerim için
SilAa! 14 şubat sevgililer gününün böyle bir hikayesi olduğunu ilk defa sizden duydum..demek sevgililer günü biraz da aziz valentina günümüş..🙂 eski inanışları da çok güzel açıklamışsınız,hayvancağızların derisinden kırbaç yapıp kadınların kırbaçlanması..gerçekten çok garip gelenekler..🤔 emeğinize sağlık..🙂
YanıtlaSilBu tür ilginç hatta acımasız gelenekler hala dünyanın belirli kısımlarında, teknoloji ve sanayileşmeden uzak kısımlarında, tüm çarpıcılığı ile devam ediyor. Bazen haberlerde rastlıyorum.
SilTeşekkür ediyorum yorumunuz için, siz de eğer kattınız makaleme, saygılar
Bu özel günlerin hiçbirini kutlamamak lazım hepsinin çok başka amaçları var da toplum olarak şartlandırılmış gibi her birini kutlamadan yapamıyoruz . Çok güzel bir paylaşım yapmışsınız . En azından neyi neden kutluyoruz , ne kadar bilinçsiziz göstermiş oldunuz . Çok çok sevgiler . 😊🌸
YanıtlaSilSevgililer Günü ile ilgili bir yazı paylaşmak fikri ilk aklıma düştüğünde aslında böyle bir şey planlamıyordum. Her zamanki gibi ne, nasıl olmuş diye bakarken iyice derinlere indikçe, en iyisi böyle bilgilendirici ve öyküleştirdiğim bir yazı kaleme alayım dedim. Bilgi aktarabilirsem ne de güzel olur bu sayede...
SilYorumun için çok teşekkür ederim
Bu nasıl bir mantıktır anlamıyorum II. Cladius evliliği yasaklıyor ordusuna asker sağlayabilmek için acaba düşünmüyor mu çocuklar doğmadan nasıl kendisine asker sağlayacak
Çok ilginç bir düşünce. Bir süre sonra asker bulamayacak hale gelir. Şubatın başından itibaren çiftler arasında bir stres acaba ne alsam! acaba beğenir mi! Tavırlar Tavırlar olaylar olaylar. Benim için sıradan bir gün keşke olsa da yanımda olsun yeter 
YanıtlaSilİleri görüşlü olamamak işte böyle bir şey. İmparator demekki anlık bir düşünceye kapılıp o an için karar vermiş. Tabii bencillikten başka da bir şey değil. Eski insanlar da çok çekmişler ve mutlak iktidarlardan ötürü
Yanında olsun, mutlu olun, huzurlu olun yeter. Sevgi böyle bir şey çünkü...
SilBenim için de çok farklı bir gün değil, fazla anlam yüklemeleleri anlamsız buluyorum hatta
Teşekkür ediyorum yorumun ve fikirlerini paylaştığın için
Evet bu da diğer tarafı. Hadi buyurun bakalım. Bunları daha önceden duymuştum ama aklımda kalmamış. Paylaşım için teşekkürler canım.
YanıtlaSilAl bir de buradan yak derler ya

SilÇok teşekkür ediyorum yorumun için
heeey yaa saoool şu roma kısmını ilk senden duydum alla allaaaa
YanıtlaSilBen sanki daha önce biraz bakmıştım geçmişine ama tabii hafıza pek iyi değil unutmuştum tüm kısımları. Şimdi ben de yeniden öğrenmiş ve yazarak öğrenmiş oldum

SilTeşekkür ederim yorumun için valla ne fena değil mi aslında arka planı?
Waawww hayran kaldım feride 😵 son iki rivayeti senden ögrendim 🤭 çok güzel yazmışsın arkadaşım ellerine sağlık ❤️
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, ne güzel bir yorum bu böyle, çok ama çok teşekkür ederim
SilBilgilendirici ama sıkmayan çok okunası bir yazı
Hiç bilmiyordum
Sevgiler, çokça hem dee❤️❤️❤️❤️
YanıtlaSilYorumunla yine çok mutlu oldumi çok teşekkür ederim Pastel
Benden de sana sevgiler, canım 
Silİlk hikaye en iyisi bence eğer sevgililer günü oradan geliyorsa iyi fakat 3. hikayeden geliyorsa gerçekten sapıkça, sapkınca bir şey.
YanıtlaSilHepsinin birleşiminden geliyor daha çok tabii. İlk iki olay Romalı rahibe ait, imparator tarafından taşlanıp öldürülünce yıllar sonra katolik kilisesi tarafından adına Valentine konulup şehit ilan edilmiş ve 14 Şubat da Aziz Valentine günü ilan edilmiş. Diğer eski pagan gelenekleri de 13-14 Şubat arasından kutlanıldığı için Sevgililer Günü ile ilişkilendiriliyor. Shakespeare ve Chaucer'in yaşadığı yıllarda eserlerinde St Valentine's Day şeklinde Sevgililer Günü kullanımları da toplumu büyük ölçüde etkilemiş. Önce Avrupa'ya ardından da tüm dünyaya yayılmış Sevgililer Günü böylece

SilYorumunuz için teşekkür ederim
Ne kadar anlamsız olay varsa hep bunlardan çıkıyor. Neler yapıyorlar böyle. Hep tarih öncesi diyoruz ama yinede pek farksız degiller gibi...
YanıtlaSilDünya'da yaşayan tüm ırkları ve toplulukları etkilemeye devam ediyorlar hala...
SilTeşekkür ediyorum yorumunuz için
Özel günleri bahane edip hediye almak güzel bir sey ama bunu diger günlerde de yapabilmek paha bicilmez bence 😂
YanıtlaSilZaten aslında hediye içinden geldiği gibi alındığında daha bir mutlu olmuyor mu insan?

SilYorumun için çok teşekkür ederim
Ne kadar güzel yazmışsınız elinize kolunuza sağlık
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, beğendiğiniz için çok mutlu oldum
SilTanrı,dualarımızı kabul eder.Yazının başındaki bu kısım,hemen dikkatimi çekti.Sevmek ve sevilmek ne güzel şey.Dolu dolu hissteiğimiz günler yaşamak dileğiyle...
YanıtlaSilAynen, kimin Tanrısı olursa olsun, O bizim dualarımızı duyar ve bizim için en hayırlısı ne ise onunla cevap verir. Bu gerçekten çok doğru bir söz, hikayedeki bu kısmı sevdim en çok

SilÇok teşekkür ederim yorumunuz için
İlk hikaye benim de çok hoşuma gitti, yabancı bir kaynaktan edinip öyküleştirdim. O sonundaki "From your Valentine." kısmı da şimdiki modern Sevgililer Günü kartlarının başını çekmiş gibi geliyor

YanıtlaSilÇok teşekkür ediyorum yorumunuz için, sevgiler
Böyle bir hikayesi olduğunu ilk defa okudum senden. Çok güzel anlatmışsın gerçekten. Zaten sevgililer günü tek bir gün olması ya da adlandırılması "ah şu globalleşen ekonomik hayatlar". Sevene her gün sevgililer günü. Ayrıca en güzel sevgili de kendi ruhumuz. Sevgiliden önce yaşadığı için bu güzel duyguları onu kutlamak gerekir
kalemine sağlık Feri Peri
YanıtlaSilNe güzel demişsin; sevene her gün Sevgililer Günü gerçekten. Çok teşekkür ederim yorumun için. Her bir dediğine canı gönülden katılıyorum
Silİkinci hikayeyi ilk kez duydum. Günün anlamına güzel bir araştırma olmuş, teşekkür ettim
YanıtlaSilAsıl ben teşekkür ederim vakit ayırıp okuyup beğendiğiniz için
Silİki kez okudum yavrum. Birinci öyküde, kör kızın görmesiyle bir mucize gerçekleşmiş. Gardiyan eğer Valentin'e güvenmese kızını onun hücresine getirmezdi diye düşündüm. Görsellerle birlikte o kadar hoşuma gitti ki paylaşımın, anlatamam Feride kızım. İkinci hikâyeyi ablamdan dinlemiştim. Rahmetli lise tarih öğretmeni idi. Eşlerimiz öldükten sonra, hastalığı nedeniyle onu yalnız bırakmazdım. Sabahları uzun sohbetlerimiz olurdu. Siyaseti ve üstüne konuşmayı severdi. Çok okurdu ve ben ondan Dünya Tarihi'ni bana anlatmasını isterdim. Çok sevinir, öyle güzel anlatırdı ki...
temizlik vardı ve süslemeler yapıldı eve. Bizim yaramaz bir tekirimiz var, küçük toplarla oynatıyorum. Beni şurada bir rahat bırakmadı 
Yani çok teşekkür ederim o bilgiler için sana. Masal dünyasından çıkıyor gibi hissediyorum bloğundan ayrılırken. Seni göremesem bile tanımak çok iyi geldi bana kızım Romanını okumam için pazartesiyi bekliyorum. O gün vaktim olacak inşallah.
YanıtlaSilİkinci ve en çok da üçüncü hikâye hoş değil, fırsat ya da bahane olmuş sevgiyi kullanmaları için. Çok çiftin, bu adlandırılmış ve hâliyle akıllarınca sevgiyi hapsettikleri gün nedeniyle gerildiklerine şahit olmuşluğum var. Yine de bir yığın sebep var bu gerginliğe neden olacak. Aklıselim birinin bu güne kapılmayacağı kesin.
İnançlar sorgulanmamalı tabii. Zaten tek gerçek var, o da hiçbir şeyden emin olamamamız. İnsanoğlu; hayat denen bu karmaşık yerden, kocaman bir soru işaretiyle sessizler âlemine göçüp gidecek nihayetinde. Ama burayı çok ciddiye alan hırslı egolar, kendisine her şeyi hak görüyor da, bir yığın insanı göz göre göre ölüme yollayabiliyor. Kör inançlılar; kendisi gibi düşünmüyor diye ya da siyah beyaz meselesinde olduğu gibi, birbirlerini katletmişler. Değil ki hayvana acısınlar. Çizgi romanlar okurduk küçükken. Elden ele gezerdi dört kardeş arasında. Sarı benizliler, Kızılderililer. Hikâyelerde yine de haz duyulacak şeyler vardı. Şimdi düşündüm de, birbirleriyle savaşırlarken oklar atılırdı, sevimli kitaplar olduğundan mı nedir, içimde kötü hisler bırakmamışlar şöyle bir düşününce. Ama gerçekte siyahların çektiklerini hiç unutulmaz. Ne mücadeleler verdiler kabul görmek için.
Küçük kız çocuklarının canlı canlı gömülmesi, hangi akla ve mantığa sığar Allah aşkına? Tüm bunların tevatür olması ihtimali de olabilir.
Amma ahkâm kestim canım ya... Bir saattir bloğundayım. “Ah Feride beni bir görse güler diyorum” Neden? dersen, bugün torunumun yaş günüydü, yani 15 i. Ama yarın olmuş bile
Feride'ciğim, aldım mailini. Kopyaladım ve bilgisayarımın masa üstüne bir dosyam var, orada muhafazaya aldım. Üst üste okumam gerek. Ve de iyice anlamam. Aklımı vermek için sakin ortam arıyorum ama çocuklar da geç yatıyorlar. Eh benim de uykum geliyor…
Bir sussam iyi olacak yaaa
Sevgi hep aramızda dolaşsın dilerim. Gözlerinden öperim canım
Ece Abla'cığım vallahi harikasın
Çok teşekkür ediyorum ve hürmetle ben de senin ellerinden öpüyorum, ne güzel yazmış, içini dökmüşsün. Çok mutlu ettin beni sayfamda bu şekilde için dökerek.



Sil14 Şubat aslında bir de öykü günüymüş. O haliyle daha çok sevdim 14 Şubat'ı. Sevildiğimizi hissetmek için günlere ihtiyacımız yok ama Öykü Günü olması çok hoşuma gitti.
Kızılderililerin de hikayelerini dinlemiştik biz de üniversitedeki duyarlı bir hocamızdan. Çok acı bir hikayeydi o da. Belki onu da yazarım bir gün. Tam olarak hatırlayamasam da şu an çok haksız şeyler yaşadıklarını biliyorum.
Siyahlar da çok çekti beyazlardan. Yıllarca köle olarak görüldüler. Hala da eski usül yetiştirilmiş beyazlar onları köle diye görüyor ve küçümsüyor. Bu bugün bile böyle...
Bunlar hep sevgisizlikten oluyor diye düşünüyorum. Sevgiyi sadece tek bir güne sınırlamaktansa, sevdiklerini sadece özel günlerde hatırlamaktansa her daim bunun bilincinde olsalar şu an dünya belki de daha güzel bir yer olurdu, kim bilir?
Mail konusunda da yardım edebildiysem çok sevindim Ece Abla. Birkaç kez gönderdim gittiğinden emin olmak için
Torununun da doğum gününü kutlarım, nice yaşlarını daha birlikte görün ve yaşayın inşallah
Çok teşekkür ederim bu ince ve güzel sözlerin için, beni ihya ettin
Sevgiler, saygılar, Ece Abla'cığım
Çok güzel bir yazı olmuş ellerine sağlık. paylaşa bilirmiyiz blogunu
YanıtlaSilSorunuzu tam olarak anlayamadım ama bloğumu sosyal medyada paylaşmaktan bahsediyorsanız tabii paylaşabilirsiniz. Yukarıda makalenin altında paylaşım seçenekleri de mevcut.
SilTeşekkür ediyorum yorumunuz için
Ellerine sağlık güzel bir yazı olmuş. Çok fazla bu tarz günleri sevmediğim için 14 Şubatı es es geçerim
)
YanıtlaSilEn iyisi bence de. İnsanın kendine ait yarattığı günler, kendine özel günler çok daha önemli ve özel böyle günlerden. Teşekkür ediyorum yorumun için
SilMerhaba, yazınız için teşekkürler. Blog yazarlarının buluşma ve sosyal paylaşım noktasına sizleri de bekleriz. Böylelikler içeriklerinizi bloggerlara tanıtabilir ve diğer bloggerlar ile kolaylıkla irtibat kurabilirsiniz.
YanıtlaSilYorumunuz için ben teşekkür ederim
Silbende diyorum niye bende bir salaklık var... Güzel yazı.
YanıtlaSilHahaha
Estağfirullah, bence böyle günleri değil kendi günlerimizi kutlamak en güzeli 
Siliyisin di miii
YanıtlaSilBomba gibiyim
Özel günler, güzel günler geçti, yeni yazımı da hemen girdim 

SilHalimi hatrımı sorduğun için de ayrıca çok teşekkür ederim
İlk kez okudum, bilgi dağarcığıma yeni bir şey ilave etmiş oldum sayenizde.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim yorumunuz için, yeni bir şeyler öğrenebilmeniz adına çok sevindim, öğrenmenin yaşı yoktur, ne mutlu bana
SilBilinmeyenlere güzel bir yolculuk oldu. Teşekkürler @pdb
YanıtlaSilBen de yorumunuz için teşekkür ederim
SilBunu ilk öğrendiğimde hayrete düşmüştüm. Ancak gerçekmiş. Fakat bir durum ancak böylesine güzel anlatılır, ancak böyle güzel dil kullanılırdı. Gerçekten harika olmuş.
YanıtlaSilBöyle hikayelere sahip güzel sanılan günler çok fazla zaten. Ama işte, iş ticaretin dibine vurmuşken ne desek boş...
Çok teşekkür ederim böylesi güzel beğenileriniz için gerçekten Melissa Hanım
SilTarihin kirli ve tozlu sayfalarını aralasak kim bilir belki de kan fışkıracak her bir güzel diye anılan günün ardından. Kapitalist sistemin yol açtığı durumlar ve günler hep bunlar. Tabii romantik şairlerin de oldukça etkisi olmuş kapitalizm simsarlarının eline bu şekilde "Sevgililer Günü" şeklinde servis edilebilmesi için...